48. Sohbet

Kaos diyalogları: ABD dünya ticaretini vururken Almanya Avrupası'nda siyasi duruma ilişkin sorulara yanıt aradılar

Cuma Kıvılcımları’nın bu haftaki sohbet konusu, Almanya’nın hegemonyasında ve ABD’nin giderek kemirilen liderliğindeki Avrupa’nın yaşadığı son tıkanmalar ve Türkiye’deki gelişmelerin yansımaları oldu.

Cemil Fuat Hendek, Türkiye’deki son toplumsal gelişmelerin bir biçimde Almanya’ya da yansıyacağına dikkat çekerken, “o çok övülen Avrupa değerlerinin ve kurumlarının” altüst olmaya devam ettiğini hatırlatıyor. Fransa ve Romanya’daki devlet başkanlığına aday olan aşırı sağ politikacıların önlerinin eski Avrupa’da geçerli hukukla pek ilgisi kalmayan gerekçelerle kesildiğine işaret eden Hendek, Avrupa demokrasisinde tüm maskelerin art arda düştüğünü, bunun yakın dönemde ağır sonuçları olabileceğini söylüyor. Hendek, ilk sinyallerin alındığını da kaydediyor.

Cemil Fuat Hendek, özellikle Almanya’nın toplumsal bir çılgınlığın eşiğinde adım adım savaşa hazırlandığını vurgularken, ekonomide izlenen militarizasyonun göçmen sorununu kendi başına çözemeyeceğini belirtiyor. Poliste görev yapan göçmen arka planına sahip Alman vatandaşlarının sayısındaki artışın anlamlı olduğunu hatırlatan Hendek’e göre, polis ve orduda göçmen kökenlilerin artan oranda istihdam edileceği kesin gibi görünüyor. Ancak Hendek, bu çelişkili dönemde yine de toplumsal sorunların bu tür yöntemlerle çözülmesinin zor olacağına dikkat çekiyor.

Bu arada Almanya’daki Türkiye kökenli milyonların tuhaf siyasi davranış biçimleri geliştirdiğini belirten Hendek, “Türkiye kökenliler on yıllarca burada genelde daha tutucu bir kimlik kazandılar, ancak görece soldaki partilere oy verdiler, Türkiye’de ise resmen sağcı iktidarları desteklediler” diyor. Hendek, Almanya’da yaşayan ve kimi kaynaklara göre 4 milyon civarındaki Türkiye kökenli toplumun birer seçmen olarak sisteme tamamen entegre edilebildiğini, belki eski sorunların artık görünmez olduğunu, ancak çok yeni ve çapraşık sorunlarla yüz yüze kalındığını savunuyor.

Osman Çutsay, Avrupa Almanyası’nın ekonomisini derleyip toparlamak için AB kaynaklarından da yararlanarak bir yatırım kampanyası açtığını, böylece tam bir militarizasyon sürecine girdiğini iddia ediyor. Çutsay, bunun son yıllarda hızla ilerleyen sanayi üretimindeki gerilemeyi durduramayacağını, ABD’nin “Avrupa’dan çekilme hesaplarının” beklenmedik sonuçlarına şimdiden hazır olunması gerektiğini kaydediyor.

Avrupa barışı için son derece tehlikeli bu askeri yatırımların sadece sanayideki tıkanmanın önüne geçmeyi değil, kapılarda biriken düzensiz milyonlarca mültecinin de sisteme engerasyonunu da sağlayabileceğine inananları safdillikle suçlayan Çutsay, “Büyük sermaye militarist bir atakla hem ekonomideki üretim gediğini kapatma hem de göçmen sorununu çözebileceğini sanıyor, ama zor. Avrupa’ya savaş ekiyorlar” görüşünü dile getiriyor.